Onasemnogene abeparvovec, Spinal Musküler Atrofi (SMA) için adeno-iliÅŸkili virüs vektör tabanlı gen tedavisidir.
Onasemnogene abeparvovec’ten dolayı ilaç kaynaklı birkaç trombotik mikroanjiyopati vakası bildirilmiÅŸ olmasına raÄŸmen, hiçbiri patolojik olarak doÄŸrulanmamıştı. Burada, onasemnogene abeparvovec’e baÄŸlı TMA’nın renal histopatolojik bulgularını sunuyoruz.
Onasemnogene abeparvovec’i aldıktan sonraki 5. günde, SMA tip 1’li 23 aylık bir kız çocuÄŸunda trombositopeni, mikroanjiyopatik hemolitik anemi, karaciÄŸer fonksiyon bozukluÄŸu, akut böbrek hasarı ve hipertansiyon geliÅŸti. ÇocuÄŸa TMA teÅŸhisi kondu ve çocuk yüksek dozda prednizolon, antihipertansifler, diüretikler, paketlenmiÅŸ kırmızı kan hücresi ve trombosit transfüzyonu, tek doz eculizumab, dört döngü plazmaferez ve aralıklı ve sürekli hemodiyaliz aldı. TMA sorunu 30 gün sonunda çözülebildi. 49. günde böbrek biyopsisi yapıldı. Işık mikroskobu, glomerüler mezanjiyal hücrelerin ve matriksin proliferasyonunu, mezanjioliz, endotelyal hücre ÅŸiÅŸmesi ve glomerüler bazal membranın kısmi çift konturlarını ortaya çıkardı. Elektron mikroskopisi, subendotelyal boÅŸluklarda ödematöz deÄŸiÅŸiklikler ve bazal membranın neoformasyonu ile birlikte, elektron yoÄŸun birikimler olmaksızın endotel hasarı gösterdi. Bu bulgular TMA’nın iyileÅŸme evresi ile uyumludur. Bir yıl ilaç aldıktan sonra çocuÄŸun motor fonksiyonları arttı. Yerçekimine karşı Postürünü (duruÅŸunu) tutabiliyor. Disfajisi ya da solunum rahatsızlığı yok, ancak hafif hipertansiyonu devam ediyor.
Hekimler, özellikle trombositopeni, hemolitik anemi, artmış laktat dehidrojenaz veya akut böbrek hasarı mevcut olduÄŸunda, onasemnogene abeparvovec tedavisinin ciddi bir yan etkisi olarak TMA konusunda dikkatli olmalıdır.
Hekimler, özellikle trombositopeni, hemolitik anemi, artmış laktat dehidrojenaz veya akut böbrek hasarı mevcut olduÄŸunda, onasemnogene abeparvovec tedavisinin ciddi bir yan etkisi olarak TMA konusunda dikkatli olmalıdır.
TMA nedir ?
Trombotik mikroanjiyopatiler (TMA), hemolitik anemi (kırmızı kan hücrelerinin yıkımı), düÅŸük trombosit ve kılcal damarlarda mikroskobik kan pıhtılarının oluÅŸumuna baÄŸlı organ hasarı ile tanımlanan klinik sendromlardır. Hemen hemen her organ tutulabilirse de, böbrekler yaygın olarak etkilenir.